Koronun mevcut üyeleri arasındaki en alt mertebeye yani Mercurianlara ulaştık. Bu yolculukta bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Koro içinde kutsiyet, insaniyete ne kadar yakın ve uzak olduğuna göre nitelendirilir. Seraphimler yani en yüceleri asla yalan söylemeyerek ve yalan söyleyen bir ırk olduğu için de insanlardan uzak durarak insaniyetten ayrılırken Mercurianlar insani pratiklere oldukça ilgi duyar ve yaşamlarını genelde corporeal realmde insanlarla geçirirler. O kadar eğlenceli yaratıklardır ki eğer benim campaignimde bir Mercurian varsa ,veya onun infernal eşiti Impudite, o roleplay yaparken arkada Billie Eilish- all the good girls go to hell çalmak isterim, öyle severim kerataları.
Resonance
Mükemmel diplomat ve politik yapılarıyla Mercurianlar bir odaya girdiklerinde herkesin birbiriyle ilişkisini görebilir, dolayısıyla ortamdaki güç dengelerinden haberdardır. Mercurianlar bir kişiye baktıklarında onların ilişkileri ve sorumlulukları arasındaki dengeleri ve bunların o kişi için önem derecelerini anlayabilir.
Kendine saygısı olan hiçbir Mercurian,çekici ve güzel olmayan bir vessella corporeal realmde dolaşmaz. Onlar her zaman ortamdaki en güzel, en yakışıklı, en iyi giyinen tip olmakla övünürler ve öyledirler de. Mercurianlar her zaman modaya uygun giyinirler ve insanları görünüşlerine göre yargılama kibri onlarda oldukça yaygındır. Fakat buna rağmen insanlığı insanlık bile Mercurianlar kadar sevmemiştir. Onlardan başka hiçbir melek insanları ve toplumları bu kadar iyi anlayıp toplulukların kıvrımları arasında bu kadar iyi dolaşamaz. Bu özelliklerinden dolayı onlara kendini en uzak hissedenler yine Seraphimlerdir. Seraphlar insan doğasını anlamaya çalışmaya, buna tenezzül etmeye akıl sır erdiremezler fakat bilge beyinleri onlara Mercurianların doğasının bu olduğunu fısıldar. Seraphlar onları olduğu gibi kabul etseler de onlarla pek kayda değer bir iletişimleri olacağını sanmıyoruz
Dissonance
Mercurianlar diplomasi ve politikanın yılmaz savunucuları ve adanmış inanırları olarak insanlara karşı şiddet gösteremezler. Fakat kimse onların şiddete ve öfkeye eğildiği durumlarda bunun acısını şeytanlardan çıkaramayacaklarını söylemiyor. Mercurianlar sinirlerini şeytanlardan, özellikle de infernal eşitleri olan Impuditelerden çıkarmaya bayılırlar. Bu şiddet karşıtı gibi görünen duruşları onların gerçekten şiddet karşıtı olduğunu göstermez. Sadece kendi ellerini kirletemezler. Böyle durumlarda Mercurianlar sahneyi Malakimlere bırakmayı çok iyi bilirler.
Yanda tüm yakışıklılığı ve dilenci tipiyle Mercurianların şahı, Archangel of Creation, Yaratıcılığın Başmeleği Eli’ı görüyorsunuz. Yazının en altında da benim pek bayıla bayıla izlemediğim ama çok çok önemli bir Mercurian olduğu için yazıda yer vermek istediğim Archangel of Trade, Ticaretin Başmeleği Marc’ı görebilirsiniz.
Şu an itibariyle resmi olaran Melek Korosu üyelerini bitirmiş bulunmaktayız. Bir dahaki yazımda size sürgün edilmiş melekler olan Grigorileri anlatacağım ve sonrasında koromuzun infernal eşlerine yani Şeytan Bandlerine gireceğiz. O zamana kadar eğer barda köşede yakışıklı ve güler yüzlü bir herif görürseniz Mercurian olabileceği fikrini aklınıza bir getirin derim.
